Dünyanın en büyük ayakkabı üreticilerinden İspanya merkezli Camper, tasarım ve üretim hatlarında 3 boyutlu baskı teknolojisi kullanıp fiziksel modeller geliştirerek yeni koleksiyon hazırlığını hızlandırırken, aynı zamanda maliyetten de büyük ölçüde tasarruf sağlıyor.

Yılda 4 milyona varan satış hacmine sahip, yenilikçi tasarımlar ve rahat modeller sunan Camper, İspanya’nın en başarılı ayakkabı firmalarından biri. Merkezi Inca’da (Mayorka) bulunan şirketin teknik departmanı, masaüstü 3B yazıcıları kullanarak yeni koleksiyon oluşturma sürecini kolaylaştırıyor. Ayakkabı tasarım ve üretim sürecinde kurum içi kullanılan 3B baskı teknolojisi, tasarım sürecini önemli ölçüde hızlandırarak, ürünlerde yaratıcılığın daha fazla ön plana çıkmasını sağlıyor. Bunun yanında, koleksiyonun tasarım sürecinde maliyetlerin kontrol altında tutulmasını sağlıyor ve iş akışını büyük ölçüde kolaylaştırıyor.

Camper’daki tasarım ekibi, her yeni koleksiyonu 3 ay içinde hazırlamak üzerine yoğun bir çalışma temposuna sahip. Bu zaman kısıtlaması, ürünlerin test edilerek yinelenen tasarım sürecini destekleyen hızlı ve düşük maliyetli bir çözüm ihtiyacı doğurmuş, aynı zamanda müşterilerin talepleri doğrultusunda her ayakkabı için mümkün olan en ergonomik tasarımı oluşturmak için yüksek kalite standartların korunması gereksinimlerini ortaya çıkarmıştır.

Firma, şirket içi 3D printer teknolojisini kullanmaya başlamadan önce, fiziksel modellerin üretimi için dışarıdan destek alıyordu. Bu işlem hem yavaş, hem de yüksek maliyetliydi. Tasarımı yapılan bir prototip ürününün üretilmesi yaklaşık iki hafta kadar sürebildiği için tasarımsal iterasyonun minimum düzeye indirilmesi gerekiyordu. Tasarımların çoğu, bir bilgisayar ekranında, dijital 2B tasarımla geliştirildiği için de çok az sayıda model opsiyonu ortaya çıkarılabiliyordu.

3D Printing Yaratıcılığı Arttırıyor

BCN3D Sigma ve Sigmax 3B yazıcıların tasarım sürecine dahil edilmesi, Camper için önemli bir devrim oldu. Şirket içi 3D baskı ile tasarımcılar, akıllarındaki yeni şekil ve detayları teknik departmandaki mühendislere anlatabiliyor ve mühendisler, bu fikirleri yazdırılabilir modellere dönüştürerek, tasarım departmanına 24 saat içerisinde fiziksel modeller sunabiliyor.

Camper’ın Kıdemli Tasarımcısı olan Job Willemsen: “BCN3D yazıcılarıyla çalışmak gerçekten oldukça faydalı. Aklımızda bir ürün fikri varsa, teknisyenle bileşenlerin boyutları için birlikte çalışabiliyor, hızlı ve doğrudan sonuçlar elde edebiliyoruz. Bu durum, yaratıcılığımızı olumlu yönde etkiliyor” şeklinde ifade etmiştir.

Kurum içerisinde kullanılan çeşitli 3D yazıcılar sayesinde yeni tasarlanan ürünler, kelimenin tam anlamıyla Camper tasarımcılarının ellerinde oluyor. Bu durum, dijital bir model ile tam olarak anlaşılamayan hacim, boyut ve geometrik şekillerin, tasarımcılar tarafından görsel olarak anlaşılması açısından çok büyük bir avantaj sağlıyor. Tasarımcıların, ayakkabı modelini, tasarımdan bir gün sonra 3D baskı olarak üretebilmesi durumunda; tüm ekip yaratıcılık potansiyellerini daha da ileriye taşıyor.

Eklemeli imalatın sağladığı hızlı yineleme kolaylığı, tasarımcıların daha fazla risk almalarına ve daha cesur olmalarına imkan sağlıyor ve bu özgür alanın katkıları ortaya çıkan ürünlere de yansıyor.

Çift Ekstruder 3B Yazıcı Sayesinde Elde Edilen Karmaşık Geometrik Şekiller

Camper’ın yaklaşık bir yıl önceden tasarladığı koleksiyonlar, çok fazla geometrik şekil içeriyordu. Bu sebeple Camper’ın tasarımcıları, her bir modeli en ince ayrıntısına kadar aynı şekilde yeniden üretebileceği bir teknolojiye ihtiyaç duydu ve özellikle Sigma ve ​Sigmax​ modelleri olmak üzere, BCN3D yazıcıları tercih ettiler. Camper’ın Ürün Mühendisi Jordi Guirado: “Çift ekstruder sistemi sayesinde, suda çözünür baskı malzemesi kullanabiliyoruz. Sonuç olarak, tasarımlarımızda daha karmaşık geometrik şekiller kullanabiliyor ve tüm koleksiyon için tasarım ve prototip üretim süresini kısaltabiliyoruz” şeklinde belirtmiştir. Sigmax’ın geniş baskı yüzeyi, tesiste üretilen tüm parçalara uyacak kadar alan sağladığı için tasarım ve üretim sürecinde yaratıcılık, küçük baskı hacimleri ile sınırlı kalmıyor.

Şirket içi 3D baskı teknolojisi kullanımı, firmaların parça ve prototip geliştirme ve üretme yöntemlerinde köklü değişiklikler yaratabilir. Camper için bu teknoloji, tasarım sürecinde yaratıcılığın artırılması, yeni ürün geliştirme sürecinin önemli ölçüde hızlandırılması ve yinelemeli tasarım süreçleri için uygun maliyetli olması adına önemli çözümler sunmuştur. Benzer şekilde, dünyanın dört bir yanındaki tasarımcılar ve mühendisler, masaüstlerindeki veya üretim alanlarındaki BCN3D yazıcılar ile daha akıllı çalışmakta ve çok daha hızlı sonuçlar edinebilmektedir.

Siz de 3 boyutlu yazıcıları işinize entegre ederek zaman ve maliyet avantajı sağlamak istiyorsanız buraya tıklayarak takım arkadaşlarımızdan ücretsiz danışmanlık alabilirsiniz. 

Son yıllarla birlikte hayatımızda bir yer edinmeye başlayan 3D printer’lar, mühendis olsun olmasın her insana bir şeyler üretebilme şansı veriyor. Bu da en çok, az rastlanan fiziksel beceri eksikliklerine sahip olan insanlar için büyük bir umut vaat ediyor.

Konvansiyonel yöntemlerle binlerce doları bulabilecek ve üretimi haftalar sürebilecek kişiselleştirilmiş araç-gereçler 3 boyutlu yazıcılar sayesinde saatler içerisinde tasarlanıp üretilebiliyor.

Örnek vermek gerekirse ticari amaç gütmeyen bir kuruluş olan AbilityMate’in kuadriparatik hastası bir kadının elektrikli tekerlekli sandalyesini sürebilmesini başarması sadece 100 dolara mâl oldu. Habere göre benzer işlevi gören bir kişiselleştirme için hastanın 6 ay sırasını beklemesi ve yaklaşık 1000 dolar ödemesi gerekiyordu.

Bu ve benzeri fiziksel engelleri olan bireylerin hayatını kolaylaştıran ürünlerin ortaya çıkması için bağımsız tasarımcılara çok iş düşüyor. 3 boyutlu modelleme ihtiyacı giderildikten sonra 3 boyutlu yazıcıda üretilmesi işin en kolay kısmı. 3D printer kullanarak engelleri aşmanın birkaç örneğini aşağıda sıralıyoruz. Bu vesile ile tüm engelli bireylerin 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü kutluyoruz. Engeli olmayan bireylerin ise, engelli bireylerin hayatını kolaylaştırmada yardımcı rol üstlenmeye davet ediyoruz.

1- Teneke kutu açacağı

Aslında ellerini kullanmakta sorun yaşayan insanlar için tasarlanmış olsa da herkesin işini kolaylaştırabilecek bir ürün.

2- Büyük fermuar tutacağı

Küçük boyutlu fermuarlar ellerini kullanmakta zorluk çeken insanlar için zorlayıcı olabilir. Bu tasarım ile, bastığınız yeni fermuarı, eski fermuarın üzerine kolayca takabilirsiniz.

3- Tekerlekli sandalyeler için taşınabilir rampa

Özellikle ülkemizdeki yolların ve binaların engelliler için yeterince iyi tasarlandığını söylemek pek de mümkün değil. Tekerlekli sandalye kullananların yanlarında taşıyıp ihtiyaç duyduğunda kendi rampasını yaratabileceği bu tasarımı da ücretsiz şekilde burada bulabilirsiniz.

4- Cihaz istasyonu

El hassasiyeti düşük olan insanlar için tıraş gibi günlük işlemler oldukça zor bir hale gelebiliyor. Bu 6’lı istasyon tıraş makinesi, tüy alıcı ve benzeri cihazları daha iyi tutabilmenizi ve hepsini tek bir yere kolayca yerleştirebilmenizi sağlıyor.

5- Tekerlekli sandalye kupa tutucu

Tekerlekli sandalyelerde varsayılan bir özellik olarak gelmemesi biraz şaşırtıcı olsa da yürüme engelli insanların da ‘take away’ kahve içme hakkı bulunuyor. Bu tasarım ile tekerlekli sandalyenize bir kupa tutucu ekleyebilirsiniz.

Türkiye’de engelli bireylerin hayatını kolaylaştıran ürünler geliştiren Prinot ile ilgili yazımıza da buradan ulaşabilirsiniz. Ayrıca 3 boyutlu üretim konusunda 4 saate kadar ücretsiz 3 boyutlu baskı imkanı sağlayan sosyal fayda projemiz Print4Purpose‘u kullanarak engelleri aşabilirsiniz.

Kaynak: ai-media

Kasım ayının kutsal indirim haftası sonunda geldi. Milyonlarca insanın alışveriş çılgınlığı ile birbiriyle yarıştığı, anlık para transferlerinin rekor kırdığı, kargo şirketlerinin kabusu haline gelen bu hafta için markalar da birbiriyle indirim kampanyası yarışına giriyor.

Peki ama Black Friday çılgınlığı nereden çıktı? Dilimizde Kara Cuma olarak adlandırılan bu gün, aslında Şükran Günü’nden hemen sonraki alışveriş gününe verilen isim. “Kara Cuma” olarak anılmasının ardında ise birçok efsane yatıyor. Kimisi dükkanların hava aydınlanmadan açılması sebebiyle bu ismin verildiğini iddia ederken, kimisi alışveriş çılgınlığının günlük hayatı etkileyen olumsuzlukları beraberinde getirdiği için bu isimle anıldığını söylüyor. 

Bu alışveriş günü birçok ülkede pazarlama stratejilerine göre farklı isimlerle de anılıyor. Türkiye’de en yaygın olanları: Efsane Cuma, Süper Cuma, Beklenen Hafta Sonu, ve bunlar gibi birçok isim…

Kim ne derse desin bugün milyarlarca dolarlık ticaret hacmi yaratan bu gün, “gerçek” indirim sağlayan markaların müşterilerin ihtiyaçları doğrultusunda onları mutlu eden bir pazara dönüştü. 

Pek tabi 3D printer dünyası da bu günden nasibini alacaktı. Efsane Cuma kampanyasıyla sahip olabileceğiniz 3D yazıcılara ve filamentlere göz atmak için buraya tıklayabilirsiniz.

3 boyutlu yazıcı teknolojisi ile ilgili birçok popüler habere bir yenisi daha eklendi. Maine Üniversitesi sahip oldukları dünyanın en büyük polimer baskı yapabilen 3D printer ile dünyanın en büyük teknesini üretti.

Tekne tek seferde 3 günde üretildi. Bu özelliği ile dünyanın tek seferde basılmış en büyük objesi özelliği taşıyan tekne Guiness rekoru kırmış oldu. Bununla da kalmayıp dünyanın en büyük polimer 3 boyutlu baskı yapabilen yazıcısına ve 3B yazıcıda basılmış en büyük tekne rekorlarının da sahibi oldu.

Umaine Gelişmiş Yapılar ve Kompozitler Merkezi’nin geliştirdiği, 30 x 6.70 x 3 metre baskı hacmi sunan ve saatte 227 kilo basabilen 3 boyutlu yazıcı ile üretilen 3Dirigo isimli teknenin uzunluğu 7.62 metre, ağırlısı ise 2.2 ton.

Teknenin üretiminde kullanılan malzeme ise plastik ve ahşap selüloz karışımı. Projenin sahibi Maine Üniversitesi, ABD ordusu için 3.6 metrelik 3 boyutlu basılmış iletişim barınağı olan ikinci bir projeyi için çalışmalara başlayacağını duyurdu.

Kaynak: 3D Natives

Amerikalı biri erkek biri kadın iki genç, -kadın artık bıkmış olacak ki- ev hanımları için saniyeler kazandıracak, mutluluk verici bir ürün basmışlar ve bunu fon toplamak üzere Kickstarter’a koymuşlar.

Bu çırpıcı ve özel aksesuarı sayesinde kekinizi çırptıktan sonra yere koyduğunuzda tezgahınız batmıyor, çünkü direkt tezgaha temas etmiyor. Veya kabın içine bıraktığınızda kayıp içine düşmesini engelliyor. İşiniz bittiğinde aparatı sıyırarak çıkardığınızda çırpıcıyı da temizlemiş oluyorsunuz.

Başta da dediğimiz gibi, fazla abartılacak sükse yaratacak bir icat olmadığı aşikar ama birçok insanın işini kolaylaştıracağı kesin. Ayrıca, 3B yazıcının özgürlüğü olmasa böyle bir icadın birkaç yıl daha ortaya çıkamayabileceğini de düşünmek gerekiyor. Bir sonraki aşama, distribütörlerin ürünü pazara yayarak daha geniş bir kitleye ulaşmaları olacak.

Proje, 10 bin dolarlık hedefini çoktan aşarak şimdiden 50 bin dolar seviyelerine ulaşmayı başardı.

Retro tasarımları, özellikle fotoğraf makinelerinde, çok severim. Bunun yanısıra Instagram’da veya Twitter’da takılırken gördüğümde en beğendiğim şeylerden biri ise daktilo tasarımlarıdır.

Kickstarter’da Penna adıyla fon bekleyen klavye, retro/daktilo sevenler için harika şeyler vaat ediyor. Penna 6 aylık bataryası ve Bluetooth 4.2 teknolojisiyle aynı anda 5 cihazınıza(Android-IOS-Windows) birden bağlanabiliyor.

Muhteşem tasarımıyla dikkat çeken Penna’da sol kısımda bulunan kolu kaldırarak yazdıklarınızı kaydetmesini ve kolu tekrar indirdiğinizde kaydettiği yazıyı kopyalamasını sağlayabiliyorsunuz.

Penna’nın 5 farklı tasarımı bulunuyor ve farklı tuş takımı seçenekleriyle gelebiliyor. Kickstarter sayfasına girip daha detaylı incelemeniz iyi olacaktır.  An itibari ile 89 dolar karşılığında bir Penna’ya sahip olma şansınız var ve farklı ücretlere farklı özelleştirme seçenekleriniz mevcut.

Kaynak: Log.com.tr | İlgili içeriğe git 

Yazar: Hasan Hüseyin Kesen

Dünyadaki enerjilerimizin tükenmeye yakın olduğuna dair teoriler, filmler ve söylemlere sık sık rast gelir olduk. Dünyanın nüfus artış ivmesinin çok yüksek olmasının yanında bir de kaynaklarımızı çok hoyratça harcamamız, israfın çok yüksek seviyede olması durumu var. Bu konularda endişelenen ve uğraşan Elon Musk gibi insanlar da var ama bırakıp başka gezegene gitmeyi değil de burayı kurtarmayı düşünenlere bakalım biraz.

Londra merkezli SkippingRocksLab, Ooho isimli su baloncukları ile market suyu piyasasını pet şişelerden arındırmak için CrowdCube üzerinden fon topluyor(Çoktan 2 katını topladı bile). Yılda 1 milyar pet şişenin okyanuslara karıştığını ve 300 milyon kilogram karbondioksitin salındığını belirten SkippingRocksLab, yenilebilir su baloncukları ile hem daha ekonomik hem de daha doğa dostu bir su vaat ediyor.

Evet, yenilebilir. Ooho isimli baloncuk, üzerindeki ince tabakayı bir meyve soyar gibi(kolayca) soyduktan sonra hala aynı şekilde kalıyor ve ağzınıza atarak suyu yiyebiliyorsunuz. Hatta geliştiriciler, ilerde farklı sıvılar için de bu yöntemi kullanacaklarını söylüyor. Yani yanımızda Ice Tea Şeftali topu taşıma ihtimalimiz yüksek.

Ooho %100 bitki ve yosundan üretilmesi sebebiyle tamamen ‘yeşil’ ve ucuz. SkippingRocksLab, tabak, bardak vb. ürünleriyle marketin lideri olmayı vizyon edinmiş.

SkippingRocksLab, Avrupa Birliği İnovasyon ve Teknoloji Enstitüsü tarafından kurulmuş; tasarım, çevre, deniz gibi alanlarda ödül almış bir girişim programı.

Kaynak: Webrazzi | İlgili içeriğe git

Koç Üniversitesi ANAMED(Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi) ve Anadolu Üniversitesi işbirliğiyle başlatılan İstanbul Surları projesi, eklemeli imalat teknolojisinin avantajları kullanılarak tamamlandı.

Edirnekapı’dan Yenikapı’ya uzanan surlara 5 kilometre mesafede misafirler için hazır bekleyen sergi, 3B yazıcı ile 1 aylık baskı süresi sonucunda elde edilmiş 15 metre uzunluğa 50-60 santimetre genişliğe sahip bir maket içeriyor.

İki üniversite projeye başladıktan sonra, surların izohips haritasını çıkarmak üzere Küçük Atölye’den, ve bu haritayı 3B modellemek üzere Onur Kılıçlı’dan yardım almış.

Proje küratörü Figen Kıvılcım Çorakbaş’ın söylediklerine göre; maket, insanları surları gidip gezmeye teşvik etmek amacıyla yapılmış. 1600 yıllık bir geçmişe sahip 5. Yüzyılın eseri, 1453 yılından beri savaş görmemiş maket üzerinde birçok noktanın hikayesi anlatılmış. UNESCO Dünya Miras Listesi’nde de bulunan Theodosios Surları, her ne kadar savunma için dikilmiş bir duvar olsa da, artık şehrin bir parçası ve güzelliği olarak uzanıyor.

Videoda ses sorunu yaşıyorsanız buradan da izleyebilirsiniz

3B yazıcı: Zaxe X1
Baskı süresi: 1 ay
Katman kalınlığı: 300 mikron
Uzunluk: 15 metre
En: 50-60 santimetre
Ölçek: 1/500

Sergiye gidip tarihin anlamını benimsedikten sonra surları da gezebilmeniz dileğiyle…

Yazar: Hasan Hüseyin Kesen

Kaynaklar: Zaxe.com.tr | makersturkiye.com 

3B yazıcılar ve Maker hareketi kapsamında güzel şeyler olmaya devam ediyor.

Popular Science’ın derlediği Autodesk tarafından destek almış 3 ‘genç’ arkadaşımızın projelerine göz atalım:

Jordan Reeves 

11 yaşındaki genç hanımefendi, doğuştan gelen bir sorun dolayısıyla dirseği dahil sol alt kolu olmadan hayatını devam ettiren bir maker. Reeves, 10 yaşında tasarladığı, parlatıcı madde sıkan protez kolunu Autodesk’ten mentörü Sam Hobish ile çalışarak 5’li tasarımdan vazgeçip tekli, krema pompasına benzeyen bir tasarım geliştirdi. Genç maker, kendisi gibi fiziksel engelli arkadaşları için tuvalet kağıdı kullanımını kolaylaştıracak bir proje üzerinde çalışıyor.

Jacob Sparry

Babasının çalıştığı yerdeki 3B yazıcıyı, babasına mail gönderip gün sonra objeyi teslim alacak şekilde kullanan 15 yaşındaki Jacob, sonraları Thingiverse’de gördüğü 2 yüzüklü tasarım üzerine kafa yorarak içine bir de top koydu ve 5 halkalı, merkezinde top olan bir stres oyuncağı ortaya çıkardı. Jacob, tüm bu süreç boyunca sürekli arkadaşlarıyla fikir alışverişi yaparak tasarımını geliştirmiş.

Alexis Lewis

Küçük yaşlarda okuduğu, 2 yaşındaki çocuğunu dumanda boğulmasın diye balkondan atmak zorunda kalan anne hikayesinden etkilenen Alexis, bu tarz olayları minimize etmek umuduyla bir Top Maske (Mask Pod) geliştirdi. Alexis Amerikan futbolu topuna benzeyen tasarımı sayesinde, yangının olduğu evdeki kişilere maske ulaştırabilmeyi kolaylaştırmayı amaçlıyor. Alexis’e göre; polislerin ve ambulansın itfaiyeden önce olay yerine ulaşması durumunda itfaiye gelmeden olaya müdahale edememeleri çok kritik bir nokta. İşte bunu engellemek isteyen genç kadın, tasarladığı top sayesinde olay yerine gelen ilk sivil itfaiyecinin, polisin veya ambulans görevlilerin yanındaki topu evin içine fırlatıp, en azından mağdur insanların itfaiye gelene kadar idare edebilmesini sağlayacak.

Eğer biraz üzerine düşünecek olursak bu top, her evin ilk yardım çantasında bulunması için yeniden düzenlenebilir ve bu maskeyi içeri fırlatma işini komşular da yapabilir.

Yazı popsci.com kaynaklı olarak yazılmıştır, detaylı meraklarınız için 3ders.org’a da göz atabilirsiniz.

Yazar: Hasan Hüseyin Kesen