İlk Ultimaker 3D yazıcı satılalı 10 yıl oldu. Bu yazımızda Ultimaker’ın kurucu ortak Siert Wijnia bize şirketin temellerini ve tarihini anlatırken, Genel Müdür Jürgen von Hollen 10 yılını deviren Ultimaker’ın 2021 ve gelecekteki planlarından bahsediyor.
Başlarken
Fikir bulmak çok zor değil. Ama gerçekleştirirken … Kan, ter, gözyaşı.
Ultimaker, birkaç arkadaşın girişimi ile yüksek maliyetli ve kullanım zorluğu bulunan endüstriyel makinelerin yapabildiği parçaları 3D yazıcı ile yapmayı amaçlayan bir proje olarak Hollanda’nın Utrecht kentindeki Protospace Fablab’da doğdu. Bu projeye ilham verenlerin başında RepRap proje sahibi Dr. Adrian Bowyer geliyordu.
Uykusuz geçen birçok akşamdan sonra artık açık kaynaklı, kendi parçalarını dahi yapabilen “hızlı prototip kopyalayıcı” 3D yazıcıları vardı. Ancak tabi ki ilk denemelerde 3D yazıcıların düzgün çalışmasını sağlamak için çok fazla zamana ve bakıma ihtiyaç duyuldu. Daha verimli bir 3D yazıcı yapmak için tasarım ve iyileştirme gerekiyordu. Erik de Bruijn, Martijn Elserman ve Siert tarafından kurulan Ultimaker’ın DNA’sını oluşturan öğrenme ve daha iyi ürün yapma dürtüsü başlamıştı; yeni parça dene, konfigüre et, test yap, başarısız ol, yeniden dene…
Bu zorlu süreçte kurucu ortak Siert Wijnia başarısızlıklar karşısında “Neden olmadığını sadece “bilmek” istiyorum.” diyordu. Kararlı ve ısrarcı bir kişilik olan Siert “Eğer olumsuz sonuçlar veren bir süreci çalışıyorsam neden başarısız olduğumu bilmek istiyorum. Başarısız olan sistemin tamamı ise sistem “neden” başarısız oluyor. Neden sorusunu sorduğumda her bir nedenin arkasında farklı nedenlerin bulunduğunu gördüm.” devam ediyordu.
Ultimaker, zorlu yolculuğunda işbirlikleri ve katılımı ön planda tutan bir şirket olarak, ürünü daha iyi yapabilmek için, çalışan sayısını artırdı. Ek olarak Protospace grubu ve kurucu ortakları ile de beraber çalışarak sorunlarına çözüm geliştirdi.
Ultimaker’ın DNA’larında bulunan işbirliği yapma ve insanları bir paydaş haline getirme konusunda kurucu orta Siert Wijnia kurumsal bir şirketin de temellerini atıyordu. Duygularını ifade ederken “Beraber çalışma hepimiz için yeni! Kendimi ekip arkadaşlarımla aynı duyguya sahip hissettim, bunun birlikte yeni organizasyonlar oluşturmamız gerekiyordu, büyüdükçe istediğimiz gibi oynayabileceğimiz kurallara ihtiyacımız vardı. Gerçekten heyecan vericiydi.”
Siert amaçlarının dünyayı değiştirmek olduğunu belirtirken üretime farklı bir boyut katmak için son ihtiyaçlarının çok çalışmak olduğunu söylüyordu. Çok çalışmaktan önce tasarımcıların, mühendislerin yaşamlarına yardımcı olma, işlerini kolaylaştırmaya odaklanmaları gerekiyordu. Tabi bunu bir Start-up olarak yaparken sadece 3D yazıcıya odaklanmadan ekip kurma, şirketleşme gibi her Start-up’ın boğuştuğu sorunlarla da karşı karşıyaydılar.
“Bir fikir bulmanın o kadar da zor olmadığını anlıyorsunuz. İşi sonuna kadar yapabiliyorsanız bir iş yapmış oluyorsunuz. Bu süreç tabi ki kan, ter ve gözyaşı dolu oluyor. Eğer işi sonuna kadar götürüp bitirseniz işe yarayacaktır.” diyerek Siert yaşadığı süreçleri anlatıyor.
Büyüme ve Dönüşüm
Hepimiz farklıyız ama birlikte bir anlam ifade ediyoruz.
Ultimaker’ın ilk yıllarında dünyanın dört bir yanındaki makerspace’lerde, atölyeler ve eğitim kurumlarında Ultimaker Orijinal 3D Yazıcı ve Kendin Yap Kiti başarıya ulaştığı için şirkette hızlı bir büyüme gerçekleşti ve bu büyüme bir Start-up birkaç basamak atlattı. Bu gelişmelerle birlikte Ultimaker Ar-Ge programları için gerekli desteği sağlayan Hollanda’daki Geldermalsen şehrindeki ilk ofisine taşındı.
Yeni ofis ve büyüyen ekiple beraber ürünleri zamanında yetiştirmek için birçok ufak şirkette görünen, kurucu ortaklar dahil, herkes her işi yapar yaklaşımı ile hareket edildi.
Üretimin artması, şirketin büyümesi ile beraber Ultimaker güvenilir bir tedarikçi ağına sahip oldu ve akabinde bu büyüme sürecine rehberlik etmek amacıyla Jos Burger CEO olarak şirkete katıldı. Böylelikle Ultimaker profesyonelleşmeye adım atarken kuruluş misyonundaki herkes için ulaşılabilir 3D baskı imkanı sunmak için yeni donanım, yazılım ve malzeme ürünü geliştirdi.
Ultimaker 2 lansmanı yapıldı ve bu 3D yazıcı ile beraber daha önce ayrı olan Kendin Yap Kiti cihaza monte edildi. Böylelikle masa üstü 3D yazıcılar daha profesyonel bir kitleye hitap etmeye başladı. Akabinde ücretsiz kullanılabilen, büyük bir açık kaynak topluluğuna dönüşen dilimleme programı Cura geliştirildi. Dünyanın en çok kullanılan 3D baskı dilimleme yazılımı haline geldi. Ardından, sonunda daha karmaşık geometrilerin (PVA destek malzemesi sayesinde) ve iki renkli baskıların oluşturulmasını sağlayan güvenilir çift ekstrüzyon sağlayan Ultimaker 3 geldi.
2019’da piyasaya sürülen Ultimaker S5, bir dizi başka teknik iyileştirmenin yanı sıra bugüne kadar üretilmiş en büyük hacimli Ultimaker yazıcı oldu. Ertesi yıl, Ultimaker S5’in baskı kalitesini iyileştiren iki aksesuar piyasaya sürüldü – Air Manger ve Material Station. Bugüne geldiğimizde Ultimaker ailesine Ultimaker S3 ve Ultimaker 2+ Connect 3D yazıcıların eklenmesi ile aile tamamlandı.
Ultimaker filament/malzeme konusunda da en son PETG malzemesinin Ultimaker orijinal malzemelere katılmasıyla 12 farklı malzemelik bir portföye hakim oldu. Bununla beraber tüm Ultimaker 3D yazıcı ailesi açık filament sistemine sahip olduğu için farklı marka filamentlerle de uyumlu çalışma kabiliyeti sunuyor. Ultimaker Cura’ya eklenen hazır baskı profillerine katkıda bulunan farklı filament üreticileri ile Material Alliance Programı kuruldu.
Bir Ekosistemi Kurmak
Biz 3D yazıcı üretiyoruz. Aslında ürettiğimiz bir 3D yazıcıdan fazlası, bir ekosistem.
Yazının bu kısmına kadar Ultimaker’ın bugüne kadarki hikayesini anlattık. Peki bundan sonraki 10 yılda ve hatta sonrasında ne olacak? Jos Burger’in ayrılmasından ve genel müdürlük görevini Jürgen von Hollen’in almasından sonra Ultimaker’ın hikayesinde başka bir sayfa daha açıldı.
Kurucu ortak Siert’e Ultimaker’ın yolculuğu hakkında fikri sorulduğunda “Yaptığımız işle insanlar için 3D baskı bir ürünün masaya konulmasına gerçekten yardımcı olduk, şirketlere ve insanlara değer kattık. Böylelikle basit problemlerden ziyade karmaşık sorunları çözmek için katkı sağladık, fırsat sunduk.”
“Ekipman, iş üreten araçlar her şeydir. Ve biz de harika bir araç yaptık. Bu araçları daha erişilebilir, daha güvenilir ve kullanımı daha kolay hale getirmek için geliştirilecek çok daha fazla şey olduğunu düşünüyorum… Bir yazıcı yaptık, ancak bir yazıcıdan çok daha fazlasını yaptık ve şimdi bu ekosistemi kuruyoruz.”
Ultimaker genel müdürü Jürgen von Hollen, Ultimaker’ın hızla büyüyen küresel bir şirket olarak yeni zirvelere ulaşmasına yardımcı olacak şeyin Siert’in bahsettiği bu ekosistem olduğuna inanıyor. “Saf bir teknoloji ürünü üreticisinden çok bir platform, uygulama ve çözüm üreticisine evriliyoruz. Bu bizim için en önemli itici güçlerden biri olacak. Sürdürülebilir rekabetin tek başına teknolojiden veya sadece üründen gelmediğine inanıyorum.”
Von Hollen’e göre, Ultimaker içinde sürdürülebilir rekabet avantajı yaratmak için odaklanılması gereken beş temel bileşen var: Biri Ultimaker içindeki insanlar ve yetkinlik; “Çözümü yürüten yaklaşık 180 mühendisimiz var.” Bir sonraki kısım, pazara giriş – “Güçlü bir pazar kanalı oluşturmaya odaklanılmalı.”. Bir sonraki adım, “Akademimiz tarafından sağlanan 3D baskı yetkinliğini artırarak farkındalığı ve anlayışı arttırmaktır”. “Akademi, son kullanıcılarımız da dahil olmak üzere ekosistemdeki tüm ortakları eğitmek için hazırlanmış bir platformumuzdur”.
“Bir sonraki adım, inovasyonun devamlılığıdır. Şirketlerin bulunduğu ekosistemin, Ultimaker platformu için ürünler ve hizmetler geliştirmesine ve birlikte yenilik yapmasına olanak sağlamak, başarının önemli bir unsurudur. Müşterilerimize mümkün olan en iyi çözümü sunabilmemizi sağlamak için ekosistemimizi ve platformumuzu devamlı geliştirmek için yatırım yapacağız.”
“Son kısım ise, ekosistemin tüm önemli parçalarını tüm paydaşlar ve müşterilerimiz için bir kazan-kazan modeline dönüştürdüğümüz iş modelimizdir. Bu teknoloji ve ekosistem entegrasyonu ile iş birliği yapabilirsek, benzersiz bir şey yaratmış oluruz.”
Gelecek Etkisi
Son araştırmalar şirketlerin pandemi gibi bir aksaklığa hazır olması için robotik, yapay zeka gibi donanımsal ihtiyaçlara daha fazla yatırım yapması gerektiğini söylüyor. Von Hollen’e göre iş hayatına etki eden gelişmeler 3D yazıcıya, yeni ve destekleyici donanımlara karşı talebi arttıracak, yeni malzemelerin ihtiyaçlar dahilinde piyasaya sürülmesine olanak sağlayacaktır. Kurumsal tabanlı yazılımlar sayesinde de 3D yazıcı ve benzeri donanımlar, yazılım programları ve yeni malzeme entegrasyonları yeni ekosistemler oluşturacağını ön gören Von Hollen bu ekosistemler sayesinde birden fazla 3D yazıcıların kullanımlarının daha da kolaylaşacağını söylüyor. Son araştırmaların vurguladığı gibi, 3D baskı, robotik, yapay zeka veya nesnelerin interneti gibi gelişmiş dijital teknolojilerin yaygınlaşması, iklim değişikliğinden kaynaklanan geçiş risklerinin yanı sıra üretkenliği ve işgücü piyasalarını da etkilediğini belirtirken Ultimaker ekibinin ise bu kategoriye liderlik etmek ve gerçek bir etki yaratmak için hazır ve donanımlıdır.
Bize Düşen
Biz de 3D yazıcıları sevmemizde katkıda bulundukları için Ultimaker’a teşekkür ediyoruz. 3dörtgen ailesi olarak kurulduğumuz günden bu yana Türkiye distribütörü olduğumuz Ultimaker’in 10. yılını kutluyoruz. Ultimaker’ın 10. yılını kuru kuruya kutlamak istemediğimiz için Eylül ayı boyunca tüm Ultimaker yazıcılarda %10 indirim gerçekleştirdik. Ayrıntılı bilgi için tıklayınız.
Leave a Reply