3D Yazıcı Teknolojisinde Yasal Hususlar ve Telif Hakkı
3D yazıcı teknolojisi hem kişisel hem de endüstriyel düzeyde tüm üretim alışkanlıklarımızı değiştiriyor. 3 boyutlu baskı ekonomisi henüz geleneksel üretim süreçlerine tam olarak yetişmemiş olsa da sağladığı tasarım özgürlüğü ve tamamen dijital modellere dayanması daha yaratıcı fikirleri gerçeğe dönüştürmeyi kolaylaştırıyor.
Eklemeli üretim teknolojisinin “demokratikleşme” süreci birkaç sorunu da beraberinde getiriyor. Her kullanıcı internetten indirdiği bir 3D modeli özgürce kullanabilmeli veya satabilmeli mi? 3D baskı bir ürünün neden olduğu herhangi bir kazadan kim sorumludur? Bu soruları yanıtlamak için 3D baskı ile ilgili mevcut ve gelecekteki yasal sorunlara odaklanalım.
Fikri Mülkiyet Hakkı
Fikri mülkiyet alanında pek çok kişiyi endişelendiren farklı problemler bulunuyor. Bir numaralı yasal sorunsa 3D baskının korsancılık faaliyetlerine alan oluşturabilecek olması. 3 boyutlu yazıcıya sahip olan herkes bastırmak istediği bir 3D modeli internetten indirebilir.
Tasarım patentine sahip bir nesneye dayalı olarak bir model oluşturulmuşsa, modelin kendisi nesnenin dijital bir kopyası olarak kabul edildiğinden fikri mülkiyet yasalarına tabi olacaktır. Bununla birlikte, patent korumasının bir ürünün gerçek 3D tarama ile oluşturulmuş 3D modelleri kapsayıp kapsamadığıysa hâlâ belirsizliğini koruyor.
Özellikle 3D tarayıcıların yaygınlaşmasıyla fiziksel bir nesneyi dijital bir modele dönüştürmek son derece kolay bir hale geldi. Erişilebilirliğin arttığı böylesi bir durumda bu tür modelleri dağıtma ve yeniden üretme olanağı modelin dayanak noktalarına bağlı olarak değişebilir. Dikkate alınması gereken üç olası koşul bulunuyor:
1.Telif hakkı ile korunan 3D modeller
3D baskı teknolojisinin sunduğu özellikler, hukuksal açıdan mahkemelerin kaçınılmaz olarak ele almasını gerektirecek birçok farklı uygulama alanı barındırıyor. Örneğin, bir nesne ilk kez bir birey tarafından tasarlandığında, başkaları tarafından dijital olarak modellendiğinde ve üçüncü bir kişi tarafından basıldığında bir nesnenin sahibi kim oluyor? Çalışmayı tasarlayan ve onu dijital olarak modelleyen kişi, telif hakkı yasası kapsamında ortak çalışmaya dayalı bir çalışmanın sahipleri olarak kabul edilebilir mi? Ve eğer nesne patent korumasına uygun görülüyorsa yine aynı kişiler ortak olarak kabul edilir mi?
Bu belirsizlik, çoğu patent yasasının yalnızca ürün veya herhangi bir kopyası için geçerli olmasından kaynaklanıyor. Bunun nedeni, 3D modelin bir ürün olarak kabul edilmemesidir. Bu durum bir ürünü yeniden üretmenin aynı modelin CAD dosyasını indirmek kadar basit olabileceği bir çağda oldukça sıkıntılı olabileceğini görmek mümkün.
2. IP koruması olmayan nesnelerden oluşturulan modeller
3D tarayıcılar dijital bir model oluşturmak için her türlü fiziksel nesneyi tarayabilir. Bazı ticari ürünler patentlerle korunurken, bazılarınınsa hiçbir koruması bulunmuyor. Fiziksel nesne üzerinde herhangi bir patent korumasının olmaması 3 boyutlu taramayla oluşturulan modelin de korumasının olmadığı anlamına geliyor. Bu, modelin indirilerek istenilen herhangi bir amaç için kullanmasına olanak tanıyor.
İzinsiz kullanımı engellemek içinse eğer nesne telif hakkı ile korunuyorsa, hak sahipleri, WIPO Telif Hakkı Anlaşması kapsamında atlatılması açıkça yasaklanmış olan teknolojik koruma önlemlerinden yararlanabilir. Bu önlemler, hem modeli hem de onunla ilişkili 3 boyutlu baskı dosyasını korumaya yardımcı olur.
Bu önlemlerin 3D yazıcılar için tasarlanan modellere uygulanmasında hak sahipleri ve 3D yazıcı üreticileri arasında yakın iş birliği faydalı olabilir. Benzer şekilde, 3D dosyaları herkese açık hale getiren paylaşım platformlarıyla ortaklıklar, izinsiz kullanımı engellemeye yardımcı olabilir.
3. Yaratıcılık ürünü olarak kabul edilen modeller
Tamamen yoktan var edileni yaratıcılık eseri olan 3D modeller bir sanat eseri ve sanatçının hayal gücünün bir ürünü olarak kabul ediliyor. Bu anlayış 3 boyutlu modelleri bir sanat eseri veya tasarım olarak telif hakkı korumasına sahip olmaya uygun hale getiriyor. Böyle bir durumda, sanatçı modelin telif hakkına sahiptir ve modelin dağıtılmasına, değiştirilmesine veya yeniden kullanılmasına izin verip vermeyeceğini ancak kendisi belirleyebilir.
3D yazıcıların inanılmaz derecede yaygın hale gelmesi ve 3D modellerin çevrim içi olarak yaygın bir şekilde dağıtılmasıyla, markalar olası IP ihlallerine ayak uydurabilir mi?
Artık mobilyalar veya cihazlar için yedek parça yazdırmada 3B yazıcı teknolojisi yaygın bir uygulama haline gelmişken bu yedek parçaları başka türlü satabilecek üreticilerin kârını azaltmaya başladı. Bununla birlikte, şirketlerin fikri mülkiyet haklarını korumak amacıyla bireysel tüketicilerin ve hatta küçük şirketlerin peşine düşmek için para harcamaları gerekiyor. Bu durumun sonucu olarak fikri mülkiyet haklarının uygulanması pahalı bir girişim haline gelebilir.
Ürün sorumluluğu
3D baskı teknolojisinden önce tedarik zinciri süreci oldukça basitti. Bir şirket bir ürün tasarlar ve üretir, başka bir şirket lojistik ve dağıtımla ilgilenir ve ürün bir tüketici tarafından satın alınırdı.
Günümüzdeyse bir ürün tasarımının alıcıya ulaşmadan önce geçmesi gereken birçok farklı süreç bulunuyor. Herhangi bir kişi bir 3D modeli indirebilir, başka bir şirketten baskı hizmeti alabilir ve ürünleri çevrim içi olarak satabilir. Hatta kullanılan 3D model, başka bir üründen üretilmiş bile olabilir. 3D baskı ürün başarısız olursa, tedarik zinciri sürecinin hangi kısmı sorumlu tutulmalıdır? Bu senaryoda, sürece dahil olan tarafların sayısının arttığını söylemeliyiz:
- Orjinal ürünün üreticisi
- 3D modeli tasarlayan kişi
- 3D yazıcının sahibi
- 3D yazıcının üreticisi
- Filament üreticisi
- Modeli indiren ve 3D baskıyı dış kaynak olarak kullanan kişi
- Alıcı
Sizce bu kişilerden hangisi sorumlu tutulmalı?
Maalesef henüz bu soruya net bir cevap verilemiyor. Üstelik ürün sorumluluğu kavramının 3B modeller için geçerli olup olmadığıyla ilgili de net bir bilgi bulunmuyor. Fikri mülkiyet, modeller ile fiziksel ürünler arasındaki ayrımı tanımlıyor. Ancak bir model çevrim içi olarak kullanıma sunulduğunda, modelin orijinal yaratıcısı herhangi bir sorumluluktan muaf olur mu?
Medikal Sektörde 3D Baskı
Sorumlu tutulma konusuna odaklanmışken bu durumla en sık karşılacabileceğimiz sektörlerden biri olan medikal sektörü es geçemeyiz. Tıp alanı, 3D baskının en üretken kullanıldığı sektörlerden birisi olduğunu kanıtladı. Özellikle protez, araç ve implantların tasarımından üretimine kadar birçok önemli süreçte kullanılan önemli bir kaynak olduğunu söyleyebiliriz. 3D baskı organ girişimlerini de atlamamak gerekiyor. Gerçek vücut parçalarının 3 bpyutlu taramasını 3D modellemeyle birleştirerek, implant ve protezlerin anatomik olarak son derece doğru olması sağlanıyor.
Sağlık söz konusu olunca elbette güvenilirlik tıbbi 3D baskılar için göz ardı edilemeyecek bir faktör. 3D baskı protezleri insan vücuduna biyolojik olarak uyumlu hale getirmek için uygun malzeme ve uygun teknikler kullanılması önem arz ediyor. FDA bu teknolojik dönüşüme ayak uydurmayı başararak 3D baskı tıbbi ürün ve cihazlar için düzenlemeler oluşturdu. 2016 yılında FDA, suda neredeyse anında parçalanabilen çok sayıda toz ilaç katmanından oluşan bir tablet olan ilk 3D baskılı ilacın onayını aldı. Yasal düzenlemeler kapsamında dönüm noktası olan bu gelişme birçok iyileştirmenin de kapısını araladı.
3D baskı organlar ve diğer vücut parçalarının 3 boyutlu yazıcı teknolojisiyle üretilmesi veri gizliliği ve mülkiyeti gibi sorunları ortaya çıkardı. Bir hastane, hastanın vücudunun herhangi bir kısmının 3D modelini oluşturduğunda, bu modelin sahipliğini elinde tutuyor mu? Hastanelerin bu modelleri daha fazla araştırma veya iş birliği için kullanma ve dağıtma hakkı var mı? Hasta gizliliği 3D modellere uzanıyor mu?
3D Baskı Teknolojisi ve Yeni Hukuki Kavramlar
Hızla gelişen 3D baskı teknolojisi birçok yeniliği getirdiği gibi henüz cevapsız kalan pek çok soruyu da beraberinde getiriyor. 3D baskının müjdeleyebileceği tüm değişikliklerle, daha önce var olmayan hukuki sorunları gündeme gelmeye başladı. Dijital 3B modellerin telif hakkı koruması, buzdağının yalnızca görünen yüzü desek pek de yanlış olmaz. Veri gizliliği ve ürün sorumluluğu ile ilgili konularsa göründüğünden çok daha karmaşık.
Eklemeli üretim teknolojisi henüz tam potansiyeline ulaşmadı. Ancak ürün tasarımı, prototip oluşturma, kişiselleştirilmiş ürünler ve bazı büyük ölçekli üretim alanlarında işlerin yapılış şeklini çoktan değiştirdi. Daha önce bir üretim süreci bireyler için hiç bu kadar erişilebilir olmamıştı. 3D baskının hem endüstriyel ortamlarda hem de ev atölyelerinde dayanak noktası haline gelmesiyle şirketler ciddi bir paradigma değişiminden geçmek zorunda kalabilir. Hukuki dönüşüm bu değişimin en temel halkalarından biri olacağa benziyor.
Kaynak: Wipo Magazine, 3DInsider, Intepat