Bu yıl 20 Nisan’da Monaco’da düzenlenecek olan Marques araba fuarında, bir ticari uçan arabanın tanıtılması bekleniyor. Ticari olarak piyasaya sürülen ilk melez araç olmasıyla bir ilki başaracak olan bu araç, önde 2 kişilik bir koltuğa ve tabii ki uçabilme özelliğine sahip.

Araç, bir arabanın ve uçağın özelliklerini bir arada barındırıyor. Öyle ki, havada ve karada kusursuzca gidebilecek şekilde tasarlandı.

Fotoğraf: Aeromobil.com

Orta mesafeleri kat etmek amacıyla tasarlanan araç, kişisel ulaşımı değiştirmek için geliyor. Tam 30 yıl önce Slovak şirket tarafından geliştirilmeye başlanan bu konsept araç, başlıkta da belirttiğimiz gibi nihayet bugün kendine yer bulmaya başlıyor.

Aracı kullanmak için hem bir pilot, hem de bir şoför olmanız gerekiyor. Halihazırda şoför olabilirsiniz ancak, bir pilot ehliyeti almanın size nelere mal olacağını tahmin etmek baş döndürücü olabilir. Şirket ulaşımı kişisel hale getirme hedefinde olmasına rağmen, bunun çok daha zorlu bir süreci kapsayacağını düşünüyoruz. Ancak her şekilde, bu yeniliğin hayatımıza gireceği gerçeğini es geçmemek lazım.  

Yazar: Çağan Kuyucu

Kaynak: futurism.com | ilgili içeriğe git

İngiltere’deki araştırmacılar, okyanus kirliliğine neden olan plastikleri temizlemek için farklı bir yaklaşım geliştirmeyi planlıyor. Biliyorsunuz ki plastik atıklar, denizleri kirletmenin ötesinde, canlı yaşamına da zarar veriyor. Dolayısıyla yaşam döngüsü bir yerde etkilendiğinde adeta zincirleme bir etki meydana geliyor.

Bunun bilincinde olan bir ekip, bir drone sürüsü yardımıyla tam 5000 kilometrelik mesafeyi tarayarak 30.000 adet fotoğraf çekmeyi planlıyor. Bu çekilen fotoğraflar ile bir veri tabanı oluşturulması amaçlanıyor.

Böylece çevreyi kirleten plastiklerin lokasyonu teker teker kayıt altına alınmış oluyor. Bunun yanında, elde edilen bu fotoğraflar, algoritma ve makine öğrenmesi geliştirmek için de kullanılacak. Ekip, çevreyi temizlemek isteyen gönüllüleri de düşünmüş; bunun için dronelar tarafından çekilen fotoğrafların tümünü Zooniverse isimli web sitesinden kullanıcıların erişimine açacak.

Çevreyi temiz tutmak için teknolojiden nasıl yararlanırız? sorusunun cevabını veren ekip, aynı zamanda insanları da bunun bir parçası haline getirerek çevre bilincinin gelişimi ve doğal hayatı koruma üzerine iyi bir iş çıkarıyor.

Yazar: Çağan Kuyucu

Kaynak: www.donanimhaber.com | ilgili içeriğe git

Girişim Hızlandırma Programı Y Combinator tarafından düzenlenen Demo Day, birbirinden parlak startupların çıkış noktası haline geldi. Bu dönemin Demo Day’ine ise, elektrikli uçaklar üreterek fosil yakıt tüketimini azaltmayı planlayan Wright Electric şirketi damga vurdu.

Demo Day W17’nin 2. gününde sunumunu gerçekleştiren Wright Electric, teknoloji alanında oldukça yetenekli bireylerin bir araya gelmesiyle kurulmuş bir şirket. Y Combinator yöneticilerinden Micheal Seibel, Wright Electric ekibi için “Şu ana kadar tanıdığım en iyi ileri teknoloji ekiplerinden biri” açıklamalarında bulunuyor.

Önceki NASA çalışanları yardımıyla geliştirilmekte olan uçak, elektrikli bataryasıyla 480 kilometre kat edebiliyor ve 150 kişilik bir yolcu kapasitesine sahip. Şirketin kurucularından Jeff Engler, ekip olarak havacılık alanında onlarca yıllık deneyim sahibi olduklarını belirtiyor.

Wright One olarak adlandırılan uçak, Boeing 737’lere rakip olarak geliyor. Menzili nedeniyle kısa mesafeli uçuşlarda tercih edilmesi beklenen uçak, buna rağmen iyi bir pazar potansiyeline sahip. Zira, kısa mesafeli uçuşlar tüm uçuşların %30’u iken, bölgesel uçuşların %50’sini kapsıyor. Bu da şirket için 26 milyar dolarlık bir pazar demek.

Uçağın gelişimi, şu an için batarya teknolojisinin gelişimiyle orantılı olabilir. Eğer batarya teknolojisi gelecek seneler içerisinde büyük bir ilerleme kat etmez ise, şirket uçağı hybrid olarak çıkaracağını belirtiyor.

10 saatlik uluslararası bir uçuşta, bir uçağın 50.000 litrelik benzin tükettiği göz önüne alınırsa; Wright One, bu yeşilci tutumuyla gelecek vaat eden bir noktada duruyor denebilir.  

Yazar: Çağan Kuyucu

Kaynak: futurism.com ilgili içeriğe git

Geçtiğimiz yıl ABD’nin Nevada eyaletinde bir takım testler gerçekleştiren Embark isimli şirket, pek yakında şehirler arası taşımacılık ve nakliyat operasyonlarının sürücüsüz tırlar tarafından ele geçirileceğini ön görüyor.

Bu futüristik düşüncenin arkasında hiç de hayali olmayan birtakım gerçekler yatıyor. Öncelikle, otonom tırların, şoförlere oranla yolculuğu çok daha verimli ve tasarruflu bir şekilde tamamlayabildiklerini söyleyelim. Bir şoför dinlenmek ve yemek yemek gibi mecburi işlerle uğraşırken; bir yapay zeka görevini en kısa sürede tamamlama derdinde oluyor.

Şirketin CEO’su Rodriguies şu açıklamalarda bulunuyor: “Tahminlerimizce, sürücüsüz tırlar sayesinde şoförlerin maaşlarında yükselmeler olacak. İş, yetenek gerektiren bir iş haline dönüşecek. Müşteri ilişkileri vs. gibi yetenekler önem kazanacak.”

Embark, bünyesinde araç ve donanım kısmında faliyet göstermiyor. Yalnızca istenilen tırı otonom hale getirecek yazılımı üretiyor. Daha çok şehirler arası yollarda faaliyet gösteren Embark, rakiplerinden bu noktada ayrılıyor. Şirketin şehir içinde faaliyet göstermemesinin nedeni, şehirlerin daha kaotik olmasıymış. Yani, karşınıza neyin çıkacağını tahmin etmek daha zor. Şehirler arası otoyollar ise şehir içi yollara göre çok daha güvenli.

Tabii ki bu teknolojinin hangi ülkede kullanıldığı da büyük önem taşıyor. Ulaşım olanakları ve altyapı sıkıntıları bulunan ülkelerin, bu teknolojiye uyum sağlamak için altyapı çalışmalarına yatırım yapmaları; düzensiz otoyollar, trafik lambaları ve eğitimsiz şoförler gibi engellerin ortadan kaldırılması gerekiyor. 

Yazar: Çağan Kuyucu

Kaynak: theverge.com | ilgili içeriğe git

Kendilerini 3B sektöründen hatırladığımız 3Durak, yeni pazaryeri girişimiyle üreticiler ile müşterileri bir araya getiriyor. Kimuretir.com platformunda üreticiler ile müşterileri buluşturan proje, bu girişimle günümüzün ‘çözülmeyi bekleyen’ problemlerinden birine dokunmuş durumda.

Fikrinizi hayata geçirmek için sanayi sanayi dolaştığınız veya atölyelerde vakit geçirdiğiniz oldu mu? Kimuretir.com burada devreye girerek, işinizi görecek en uygun üreticiyi ağrısız ve hızlı bir şekilde bulmanızı sağlıyor.

Platforma giriş yaptığınızda sizleri bir pazaryeri karşılıyor. Burada dilediğiniz hizmeti seçerek talebinizi oluşturuyorsunuz. Ardından talebiniz, üretici firmalara yönlendiriliyor. Dilediğiniz firmayla anlaşarak işinizi halledebiliyorsunuz.

Kimuretir.com ekibi bu projeyle bazı problemleri çözdüğünü vurguluyor: Birincisi, plaftorm sizi kapı kapı firma aramaktan kurtarıyor. İkinci olarak, önünüze onlarca seçenek sunarak tercihi size bırakıyor. Üçüncüsü ise, online platformu sayesinde üretici yorumlarını okuyarak firma hakkında bilgi sahibi oluyorsunuz. Bu da kaliteli ve güvenilir bir hizmet ağının oluşmasını sağlıyor.

Platform şu an için yalnızca İstanbul genelinde; CNC, Lazer Kesim, Modelleme/Tasarım gibi kategorilerde hizmet veriyor. Ancak ilerleyen zamanlarda yeni kategoriler ve hizmet çeşitlerinin ekleneceğini de belirtelim. Maker kültürüyle iç içe bir proje olan Kimuretir.com’a buradan ulaşabilir, hatta üretici olarak kaynaklarınızı başkalarıyla paylaşıp gelir elde edebilirsiniz.

Yazar: Çağan Kuyucu

17 yaşında liseyi terk ederek Apstitude adlı bir şirket kuran ve hedefinde başarılı olup, 2016 Ekim’inde yıllık 10 milyon doların üzerindeki gelir tablosuyla şirketi satmayı başaran Chris Kelley (19), yeni kurduğu Cazza Construction girişimi ile ‘3B Şehirler’ yaratmayı hedefliyor.

Techinasia sitesindeki makaleye verdiği ropörtajda Chris, “İnşaatın daha hızlı, daha uygun maliyetli ve daha çevre dostu olmasını sağlamak için dünyaya, gelecek nesil otomatik inşaat teknolojileri ve malzemeleri tedarik etmek.” vizyonuyla sahibi olduğu Cazza şirketinin gelecek planlarından bahsetti. Doğrusu, Chris hakkında öğrendiğimiz her türlü bilgi bizi oldukça heyecanlandırdı.

Dolaylı olarak verilen bilgiye göre; Cazza, bir inşaatta kullanılabilecek her türlü malzemeyi ve donanımı kendisi imal etmek istiyor. Buna ek olarak ise sıhhi tesisat ve elektrik tesisatını otomatik kuran makineler geliştirmeye başladı bile.

Chris’in söylediğine göre; 3-6 ay içerisinde Çin, Singapur, Dubai ve Orta Doğu’da ortaklıklar kurmak için de çalışmalara başlayan yeni nesil inşaat şirketini kullanmamız için web sitesinde verilen sebepler şunlar:

• İşçilik ve malzeme maliyetini %90a kadar azaltmak
• İnşaat süresini 8 kat hızlandırmak
• Kolay nakliye ve 30 dakika içinde kurulum
• Kendi tasarımını yapma şansı
• Sadece gerekli olduğu kadar baskı yapar. İnşaat atıklarını, Hava/su kirliliğini azaltır
• Deprem ve kasırgalara dayanıklı

“Makineyi yerine getiriyorsun, tuşa basıyorsun ve inşa ediyor” diyen Chris “Ülkeler veya bazı ülkelerin bazı kısımları bunları duyduğunda “oh muhteşem” tepkisi verecekler. Ama sonra insan gücüne sahip olmak isteyecekler” diyerek, ilerde çıkacak işsizlik konularına olan endişesini de şimdiden dile getirmiş.

Dilerseniz 3dprint.com’un yayınladığı yazıya buradan ulaşabilirsiniz. Ek olarak, şirketin sitesinde görebileceğiniz üzere çalışan arıyorlar. Eğer 3D deneyiminiz varsa, 3D Printed Cities – 3B Şehirler hayaline ortak olmanız mümkün görünüyor.

Yazar: Hasan Hüseyin Kesen